21 Temmuz 2011 Perşembe

JENNY'YE

e.min 26.bölüm alıntıdır

-Seni seviyorum

Vuruşan gururları şimdi el ele... Demir’in gözleri onu Asi’ye özgürleştiren sözlerini sabitliyor sevdiğinin yüzüne... Bu an gerçek mi... onlar sevgili mi... Asi Demir’in mi... hepsine bağıra çağıra ‘evet’ demek istiyor delice... Yasaları değişti Asi-Demir’in, sevgilisi artık o el bu bedenin... Demir’i içine çeken hareli yeşiller dönüyor ilk sevgili dokunuşlarına... ilk ‘merhaba’ona uzanan eline veriliyor sevgiliden... o elle teslim oldu Asi Demir’e en başta... ama Demir yürümüşlükler o kadar fazla ki, takılı kalamaz burada... dudaklarını özgürleştirmeliler artık aşkta... yanağına varan eli yönlendiriyor Asi’yi ona... İlk buluşma eşit paylaşılıyor dudaklarının temasında ama direnebilmesi mümkün değil Demir’in bundan sonra olacaklara... alıyor Asi’yi ağzına... Bir ırmağı içmeye başlıyor Demir onda... kana kana mı... hayır... yudum yudum... böyle isim biçti bir aşk perisi (II) uzaklardan onlara...

...yavaşça ona uzanıyor... işte Asi’de herşeyiyle sevdiği... dudakları dudaklarında... eli yüzünde... böylece yaşayabilir Asi senelerce... Avucunda belli belirsiz hissettiği sakal dipleri... ulaşıyor Demir’in alt dudağına... tatlı tatlı zımparalıyor Asi’nin narin dudaklarının içini... hafifçe dişleyerek karşılık veriyor Demir’e Asi... acıtmaktan korkuyor... tanrım... doğru mu yapıyor... gevşetiyor kendini... Saşırtıyor Demir’i vahşi sevgilisinin sürprizi... Kaybediyor kendini... yer, gök, deniz... orada ne varsa... orada kim varsa başlıyor karışmaya... doğalca... Depremler sarsa sarsa gelirken vücutlarına bu karışmayla... Dudaklarıyla yatıştıyor Demir Asi’yi... korkma... korkma... bırak kendini bana... Sevmek denen... sevişmek denen şey boyut değiştiriyor o kumsalda, Demir adına... boşa yazıyor geçmiş... Asi bir vahşilikte siliyor bütün yılları. Gözleri kapalı... e.min görmez mi gözlerine bakmadan da içlerinde olanı... kalabilir mi bedenlerinde... mümkün mü... dışlarında bütün yaşadıkları...

Suda çırpınıp duruyor binlerce güneş ışığı...
JENNY'YE

I

Jenny! Gülerek sorarsın
        Neden şarkılarım "Jenny'ye",
Yalnız senin için yüreğim hızla çarparken
Şarkılarım yalnız senin için ağlarken
Yürekleri yalnızca senden esinlenirken
        Her hece söylerken yalnız senin adını
        Alırken her ses yalnız senden tınılarını
        Soluklarım Tanrıça'dan atmazken adımını.
Çünkü sevgili adın öyle tatlı çınlıyor,
        Bana neler söylüyor onun uyacıkları,
Dopdolu, çeşit çeşit sesler yankılanıyor,
Uzaklarda titreşen Ruhlara gider sanki,
        Altın telli Sitern'in dalgalanan uyumu,
Bilinmeyen, güpgüzel, tılsımlı birşey gibi.



II

İşte! Binlerce cilt doldurabilirim,
        "Jenny" yazarak yalnız her satırına,
Gizleniverir yine düşünceler, duygular,
Sonsuz yapı, mutlak İstenç, dizeler arasına,
Taptatlı dizeler ki yumuşacık özlerler,
        Bütün ışımaları Esîr pırıltısını,
        Kutsal sevinci, korkunç kederin acısını,
        Benim olan tüm Yaşam ve Bilginin tadını.
Yukarlardaki yıldızlarda okuyabilirim,
        Zefir'den yankılanıp geri gelir o bana,
Kuduran dalgaların uğultusundan gelir.
Evet, nakarat gibi yazabilirim onu,
        Görebilsinler diye gelecek yüzyıllara -
AŞK JENNY'DİR, JENNY DE AŞKIN ADI.


Karl Marks

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder