20 Mart 2011 Pazar

KALAN

e.min 14.bölüm alıntıdır.

Demir, Asi’ye ters gitmekten... yorgun onun kışkırtıcılığıyla mücadele etmekten... Vazgeçiyor, uzak durmaktan... aşka karşı koymaktan... Tutuyor onu kolundan... Çekimse çekim işte... çekiyor Asi’yi Demir’e... onu gördüğü ilk andan beri olmasını istediği yere... dudaklarına... öpüyor ağzından. Çitleri aşıp yeşili... tadıyor en nihayet Demir’i... Hayallerin sarmalı bir masaldı yaşadıkları... gerçekse masalları kıskandıracak kadar çarpıcı... Asi, Demir’den gerçeği istemekle ne kadar haklı.. güneşe, yağmura, rüzgara sahip olmak gibi Demir’in dudakları. Doğduğundan beri yaşadığı herşey, onu öpüşünün bir parçası... kainatı başlatan da böyle birşey olmalı.

Gücü ne kadar daha yeter Demir’e... ona gelene mukabele edebilmeye... öfke tutkuymuş... tek bir buluşmada soğuruyor her ikisini de... Demir’ın dudakları topluyor geride bıraktıklarını... her ona uzanışı, paha biçilmez anları... emiyor Demir, hiç düşünmeden onu ezebiliyor olacağını... ezilmiyor Asi... durmuyor Asi... Demir’i kabullenen direnci, aşkı... Çılgına döndürüyor Demir’i, sevdiğinin dudaklarının altında ona uzanışı... Demirle ıslanmış gelişleri bitmek bilmiyor, dudaklarının dansında, ona sokulmaya devam ediyor. Teslim oluyor bir erkek bir kadına... bir kadın nasıl alıyor bir erkeği dudak tutsaklığında... dokun bana’larda ... ürkütmemek için sevdiğini sadece dudakları dudaklarında... hangisi kuşatan hangisi kuşanan, bu teslim oluşta yok hiçbirşey Asi-Demir’den başka. Birlikte geldikleri işte bu gerçek... bu nokta.


...........................................................................................................................................................

..........................................................................................................................................................


Eşsiz olan... bu ilk öpüş... Asi-Demir’i birbirine mühürlüyor o anda.
usayken



KALAN

Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş birşey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.

Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.

Özdemir ASAF

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder