e.min 70.bölüm alıntıdır.
Bir dansa tutuşuyorlar o koridorda... onlarda yavaş... onlarda ağır... Asi tekrarlıyor “Hemen odana dönmen lazım”... Demir sevdiğinin yanağındaki tek bir öpücüğe hayatını riske atmaya, ateşten gömleği giymeye hazır... Ama müsade edemez Asi... başı boş bırakamaz Demir’ini, O kendine lazım... “Olmaz...Bunu sana yapamam... Beni seviyorsan odana dön”... Yanağından süzülen iki damla yaşa kayıyor gözüm... biri Asi... dudaklarına takılı kalanı ise Demir... Bilmiyor muyuz... aşkı Asi’de bulan Demir’e bundan ötesi yok... Bu pes edişle dansları ve hayatları düzüne akmaya başlıyor artık ... onlar bir ya, bir arada ya... Demir Asi’yi seviyor, çok ama çok seviyor ya... O, Asi’siz yapamaz, Asi bunu da biliyor ya... hiç ayrılmayacaklar... kaçışlar da, bırakmalar da artık koruma altında... Asi’ Demir’in yürek sesi, söylediği her şeyde Demir kendini buluyor, duyuyor ya... bu pes ediş ikisini bir kılıyor... karışmışlıkları tamamlanıyor o hastane koridorunda.
-Sen benim yaşama sebebimsin...Herşeye katlanabilirim artık...
Demir hala deli yağmur... yağıyor... yağdıkça yağıyor... Asi hala bereketli toprak... düşen her damlayı içine çekiyor... çekiyor. Onlar böyleyken dünya yavaş dönüyor. Ten temasına ihtiyacı var mı onların sevişmek için... yok... hiç bir zaman olmadı... Fiziki yakınlıkları belki de Asi-Demir mucizesinin en önemsiz yanı... bakışları öylesine kendilerini vaat ediyorken birbirlerine, cam üstünde takip edilen bir dudak temasında yaşanıyor en özgün karışmaları.
Denizlaboss
İçinden Doğru Sevdim Seni
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından.
Yerleştir bu sevdayı her yerine Yüzünde ter olan su damlacıklarının Kaynağına yerleştir Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına Gül taşıyan çocuğuna yerleştir Ve omuzlarına daracık omuzlarına Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun Kar taneleri gibi uçuşan Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine Yerleştir bu sevdayı her yerine.
Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen Sevdayı Ve köpüklendir Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten Öğrenmez ama öğretir mutluluğu Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli Var eden kendini birincisinden Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen Tanımadığın bir ülke gibi İçinde yaşamadığın bir zaman gibi Tam kendisi gibi mutluluğun Beni bekliyorsun Ve onu bekliyorsun beni beklerken
Edip CANSEVER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder