23 Mart 2011 Çarşamba

İÇİNDEN DOĞRU SEVDİM SENİ


e.min 70.bölüm alıntıdır.

Bir dansa tutuşuyorlar o koridorda... onlarda yavaş... onlarda ağır...  Asi tekrarlıyor “Hemen odana dönmen lazım”...  Demir sevdiğinin yanağındaki tek bir öpücüğe hayatını riske atmaya, ateşten gömleği  giymeye hazır...  Ama müsade edemez Asi... başı boş bırakamaz Demir’ini, O kendine lazım... “Olmaz...Bunu sana yapamam...  Beni seviyorsan odana dön”...  Yanağından süzülen iki damla yaşa kayıyor gözüm... biri Asi... dudaklarına takılı kalanı ise Demir... Bilmiyor muyuz... aşkı Asi’de bulan Demir’e bundan ötesi yok... Bu pes edişle dansları ve hayatları düzüne akmaya başlıyor artık ... onlar bir ya, bir arada ya... Demir Asi’yi seviyor, çok ama çok seviyor ya...  O, Asi’siz yapamaz, Asi bunu da biliyor ya... hiç ayrılmayacaklar... kaçışlar da, bırakmalar da artık koruma altında...  Asi’ Demir’in yürek sesi, söylediği her şeyde Demir kendini buluyor, duyuyor ya...  bu pes ediş ikisini bir kılıyor... karışmışlıkları tamamlanıyor o hastane koridorunda.

-Sen benim yaşama sebebimsin...Herşeye katlanabilirim artık...
Demir hala deli yağmur... yağıyor... yağdıkça yağıyor...  Asi hala  bereketli toprak... düşen her damlayı içine çekiyor... çekiyor.  Onlar böyleyken dünya yavaş dönüyor. Ten temasına ihtiyacı var mı onların sevişmek için... yok... hiç bir zaman olmadı...  Fiziki yakınlıkları belki de Asi-Demir mucizesinin en önemsiz yanı... bakışları öylesine kendilerini vaat ediyorken birbirlerine, cam üstünde takip edilen bir dudak temasında yaşanıyor en özgün karışmaları.

Denizlaboss


İçinden Doğru Sevdim Seni


İçinden doğru sevdim seni  
Bakışlarından doğru sevdim de  
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan  
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de  
Beni sevdiğin gibi sevdim seni  
Kar bırakılmış karanlığından.  
Yerleştir bu sevdayı her yerine  
Yüzünde ter olan su damlacıklarının  
Kaynağına yerleştir  
Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına  
Gül taşıyan çocuğuna yerleştir  
Ve omuzlarına daracık omuzlarına  
Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın  
Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten  
Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir  
Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde  
Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe  
Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran  
Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne 
Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun  
Kar taneleri gibi uçuşan  
Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine  
Yerleştir bu sevdayı her yerine.  
Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere  
Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden   
Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen  
Sevdayı  
Ve köpüklendir  
Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın  
Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten  
Öğrenmez ama öğretir mutluluğu  
Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi  
Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli  
Var eden kendini birincisinden  
Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.  
Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen  
Tanımadığın bir ülke gibi  
İçinde yaşamadığın bir zaman gibi  
Tam kendisi gibi mutluluğun   
Beni bekliyorsun  
Ve onu bekliyorsun beni beklerken

Edip CANSEVER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder