e.min 40.bölüm alıntıdır...
Asi ve Demir, görüş odasında ... Avukat " Baştan söyleyeyim, işimiz çok zor" derken artık Demir'in dudaklar sımsıkı kapalı hatta çenesini bile sıkı sıkıya kilitlemiş olduğunu hissediyorsunuz nasılsa. Çaresizlik yerini artık akıl yürütme ve isyana bırakmış. Kabullenemeyiş, hala soru işaretleri, en başta da "nasıl olur" sorusu! ..... Derken görüş odasının ikinci perdesi, Asi'nin kendini bir teslim oluşla Demir'e bırakışı, ilk yanlız kalışları. Asi'nin başı Demir'in omuzuna doğru eğilirken vücududa artık eşinin kollarına yığılıyor, sanki Demir'den güç alamazsa yere yığılacakmış gibi. Küçücük bir nüans ama farkedebilenler için müthiş bir yakınlaşma. Gerçek gibi... derken replikler başlıyor ve aslında o anki yakınlaşma bitiyor, taa ki Asi elini Demir'in yüzüne götürene kadar. Demir duvara yaslanmış, elleri arkada kiliti. Asinin dokunuşuyla birlikte yeni bir etkileşim başlıyor.
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan,
giyin, kuşan,
benze bahar ağaçlarına...
Hapisten
...mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına,
kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını,
böyle bir günde yılgın ve kederli değil,
ne münasebet,
böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nâzım Hikmet'in
kadını...
Nazım Hikmet
CEYHAN, Sohbet Köşesi,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder