.....................MEKTUPLARI
e.min 5.bölüm alıntıdır
Demir başka bir yalnızlığa kayıyor başını yerden kaldırdığında. Asi orada... o da yalnız... sertçe yere basan adımlarında... dik tutulan başta... yapayalnızlık var onda da. Biliyor ki babasıyla sorunlar yaşıyor Asi... babasının ruhsal yakınlığı olmadan yapayalnız o anda. Orada birileri olsa da Demir’e bakışlarını anlatsa... Geçmişin izleriyle kırışmış alnı gevşeyiveriyor anında. Kalp atışları artıyor ve daha fazla havaya ihtiyaç duyuyor böyle anlarda... aralanıyor o dudaklar... Asi’nin içinden geçtiği havayı taşıyorlar vücuduna. Bir hamlede kayadan kalktığının ve ona doğru yalpaladığının farkında mı acaba.. istemsizce onun peşi sıra attığı o bir kaç adımda.
Asi için dünya buğulu bir yeşillikten ibaret o anda... içinde Demir’i barındırsa da ruhsal karmaşasında farkında değil çevrenin... odaklanmış... varmaya çalıştığı sığınağına. Babası ona yüz çevirmiş... Asi nasıl dayansın buna. Göz yaşları ilk hırçınlıktı... kızgınlık var şu anda ruhunda. Kendine... talihe... ve Demir’e. Onu böylesi çaresiz bırakan, babasını üzen, Demir’e. Eteklerini toplayıp üzerine çıktığı kayaya otururken gözleri suyun ötesindeki Demir’in görüntüsünde. Elleri, göğsüne çektiği dizlerinin üzerinde... huzur bulduğu bu yerde bile Demir bıkakmamış peşini baksanıza... düşüncelerinde. Nasıl kurtulacak bu adamdan... toprağında... evinde... işinde... yüreğinde... Nasıl karıştırdı onun yaşantısını Antakya’ya gelişiyle. Dudakları aşağı sarkmış, gözler artık suyun derinlerinde... Bir hışırtı dikkatini çekiyor Asi’nin... geride. Nehrin çekildiği yerlerde kurumuş sazlıkların arasından biri geliyor Asi’ye. Görür görmez geleni, soruyor kendi kendine... Bu adamdan kurtuluş yok mu ne?.. Kafasında onunla uğraştığı yetmiyor sanki, birde kendisi peşinde.
Asi için dünya buğulu bir yeşillikten ibaret o anda... içinde Demir’i barındırsa da ruhsal karmaşasında farkında değil çevrenin... odaklanmış... varmaya çalıştığı sığınağına. Babası ona yüz çevirmiş... Asi nasıl dayansın buna. Göz yaşları ilk hırçınlıktı... kızgınlık var şu anda ruhunda. Kendine... talihe... ve Demir’e. Onu böylesi çaresiz bırakan, babasını üzen, Demir’e. Eteklerini toplayıp üzerine çıktığı kayaya otururken gözleri suyun ötesindeki Demir’in görüntüsünde. Elleri, göğsüne çektiği dizlerinin üzerinde... huzur bulduğu bu yerde bile Demir bıkakmamış peşini baksanıza... düşüncelerinde. Nasıl kurtulacak bu adamdan... toprağında... evinde... işinde... yüreğinde... Nasıl karıştırdı onun yaşantısını Antakya’ya gelişiyle. Dudakları aşağı sarkmış, gözler artık suyun derinlerinde... Bir hışırtı dikkatini çekiyor Asi’nin... geride. Nehrin çekildiği yerlerde kurumuş sazlıkların arasından biri geliyor Asi’ye. Görür görmez geleni, soruyor kendi kendine... Bu adamdan kurtuluş yok mu ne?.. Kafasında onunla uğraştığı yetmiyor sanki, birde kendisi peşinde.
funda
Herkesin gerçeği kendine acı,
Herkesin acısı kendine biricik...
Şükrü ERBAŞ
Herkesin acısı kendine biricik...
Şükrü ERBAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder