e.min 66.bölüm alıntıdır.
Sanıyordum ki gözden akar, onları tanıyana kadar... meğer özden akarmış yaşlar... sanıyordum ki dudaklar öpüşür, yanılmışım, ruhlar öpüşürmüş önce, sonra bulurmuş birbirini dudaklar... sanıyordum ki yürektir mekan, meğer gözde yuvalanır, tene yayılırmış aşklar.... sanırdım ki dokunmak tenle olur, asıl sevişirmiş parmaklarda aşıklar.
“Seni özlemediğim bir tek gün bile olmadı...” kavuşuyor dudaklar...
İyi ki acı yok, iyi ki ölüm yok, sadece aşk var bu kavuşmada. Can verdiği dudakların kıyısında can buluyor Demir, seneler sonra. Hayal etmiştim Asi’yi Demir’e savuracak rüzgarı bölümler boyunca... kimi zaman hoyratlık, kimi zaman soytarılık yükledim ona... denizlerde, bayırlarda aradım ve sandım ki bulutların avurtlarından gelecek, savuracak Asi’yi onun kollarına... Ama boşunaymış beklentim... bir Demir fırtınasıymış meğer esecek onun yanaklarından Asi’nin dudaklarına... o dapdar sokakta, uçuşturup saçlarını geriye, meğer Demir savrulacakmış Asi’ye...
funda alıntıdır
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
Behçet Necatigil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder